Çok özel bir fizikçiyi kaybettik… Stephen Hawking aramızdan ayrıldı
Stephen Hawking’le matematik veya fizik okumaya karar verdiğimde, lise son sınıf öğrencisiyken tanışmıştım. Kişisel olarak değil elbette, kitapları aracılığıyla. Zamanın Kısa Tarihi’ni lise sonda okumaya yeltenip de içinden çıkamamıştım. Kitabı hâlâ bitiremediğimi itiraf etmeliyim.
Üniversitede ve yüksek lisansta Hawking’in araştırmalarını uzaktan da olsa takip ettim. Matematikte ilgilendiğim konular Hawking’in araştırmalarının özellikle kozmolojinin uzağında kaldığından, ben de Hawking’i ancak uzaktan takip edebildim. Zaten ilgilendiğim konular yakın olsa bile Hawking’i ne kadar anlayabilirdim emin değilim doğrusu.
Daha sonra Oxford’da Hawking’le yollarımız kesişir gibi oldu. Hawking sıklıkla Oxford’a konuşma yapmaya davet edilirdi. Adının Cambridge ile anılmasına rağmen Hawking aslında Oxford doğumludur, lisans eğitimi de Oxford’dandır (Bill Clinton’ın da öğrencisi olduğu University College’dan). Bu konuşmaların bir kısmı Hawking’in sürekli bozulan sağlığı sebebi ile iptal edildi, iptal edilmeyenlere de zaten ben gidemezdim. Bu konuş malar herkese açık değildir. Konuşmaya dinleyici olarak katılabilmek için bile özel olarak davet edilmeniz gerekir. Davet edilme sırası zavallı doktora öğrencilerine hiç gelmez, hele Hawking’in çalıştığı konuların epeyce uzağında matematiksel mantık çalışanlara hiç gelmez. Böylece birkaç defa burnumun dibine kadar gelen Hawking’i dinleme imkânım da olamadı.
Bu sabah Hawking’in ölüm haberini aldık. Çok özel bir fizikçiyi, çok özel bir bilim insanını kaybettik. Hawking’in kozmolojinin, özellikle kara delikler teorisinin gelişmesindeki çok önemli ve öncü rolünü veya 1970’lerde Roger Penrose ile büyük patlama teorisinin ortaya çıkmasındaki katkılarını bilmeyen yoktur. Hawking’in bilimsel katkılarını ayrı bir yazıda anmak gerekir. Sanırım bu kısa yazıyı Hawking’in pek bilinmeyen bir yönünden bahsederek kapatmak hoş olur. Sıkı bir savaş karşıtıdır. 1968’de Tarık Ali ve Vanessa Redgrave ile Vietnam Savaşı’nı protesto eden bir yürüyüşe katılır. Bu tarihte Hawking’e çoktan ALS teşhisi konduğuna ve hastalığın belirtilerinin çoktan kendini gösterdiğine dikkatinizi çekerim. Bu tarihte Hawking ancak iki baston kullanarak yürüyebilmektedir. Irak’ın 2003’de işgaline de karşı tutum gösterir. Nükleer silahlanmanın karşısında yer alır.
Bu sabah sadece büyük bir fizikçiyi, olağanüstü bir bilim insanını değil aynı zamanda çok değerli bir insanı da kaybettik. Hepimiz Stephen Hawking’i özleyeceğiz.