Ahlakın Karanlık Yüzü: Şiddet ve Sosyopolitik İnançlar
Sayın sosyal bilimleri de severler!
Darkside severleri de sevindirecek bir haberle geliyoruz. Size de, bazen “bazı” şiddet eylemlerini istemeseniz de meşrulaştırıyorsunuz gibi geliyor mu? Ağustos 2020 itibarı ile neden beyninize bu konuda söz geçirememenizi açıklayan yepyeni bir çalışma yayımlandı. Hem de gerçek hayattaki şiddet örneklerini kullanarak.
Chicago Üniversitesi Psikoloji bölümünden ve Pennsylvania Üniversitesi Nöroloji bölümünden araştırmacıların bulgularına göre sosyopolitik görüşünüz ve inançlarınızla uyuşan failin karşı tarafa uyguladığı şiddeti ahlaki açıdan yanlış bulmuyormuşuz. Hatta ahlaki olarak yasaklanan davranışları (mesela öldürmek gibi) bile bu inançlar hizmetinde yine de izin verilebilir buluyoruz.
“E ne var bunda canım” diyor olabilirsiniz, “biz bunu her gün yaşıyoruz” da diyebilirsiniz. Evet sayın okur, zaten hepimizce oluru olan şeyleri bir de bilimsel gerçeklik ile ortaya çıkartmak psikoloji şerhi oluyor. :))
Aslında bu çalışmayı önemli kılan şey, psikoloji literatüründe uzun süredir gerçek hayatla bağlantılı ahlaki değer ölçümleri yapılamıyor olması. Trolley problemi gibi sorularla ölçülen ahlak yargıları bir bakıma “banal gelmeye” başladı. Sonuçta navigatör sizi yanlış yönlendiriyorsa, aniden bir tren istasyonunda tanımadığınız kişilerle ölüm kalım meseleleri üzerine karar verirken kendinizi bulmuyorsunuz. (Eğer günlük hayatta böyle bir durumda kalıyorsanız zaten Ortadoğu’da kartları siz tekrar dağıtıyor olabilirsiniz.)
Normal şartlarda günlük eylemlere veya değerlere verdiğiniz ahlaki kanaatler çok daha üstü kapalı ve sonuçları daha “yumuşaktır.” Ahlaki değerler ilk bakışta işbirliğine yönelik olarak motive eder görünse bile, aslında kişisel çıkarla da motive edebilir. Ahlak, işbirliğinden daha fazlasıyla ilgilenir ve bazen insanları bencil ve yıkıcı şekillerde davranmaya motive eder. Aslında, sayın okur, dünyadaki çoğu şiddet olayının kökleri ahlaki değerler arasındaki çatışmaya dayanıyor gibi görünüyor.
Hak edilmiş şiddeti kabul etmek ile herhangi bir davranışı –isyan, savaş– ahlaki olarak arzu edilen amaçlara ulaşmak için meşrulaştırmak nasıl ayrılır? Aile planlama kliniklerini bombalayanlar ve savaşa şiddetle karşı çıkanlar farklı sosyopolitik ideolojilere sahip olabilirler, ancak her ikisi de derin ahlaki inançlarla motive edilir.
Mevcut çalışmada, katılımcılar kendi sosyopolitik görüşleriyle tutarlı ve tutarsız olan gerçek dünya sorunları hakkındaki şiddet içeren protestoların uygunluğunu değerlendirirken fonksiyonel MR (fMRI) [1] taramasından geçtiler. Katılımcılar, gerçek protestoların fotoğraflarını gördükten ve bu protestoların görünürdeki motivasyonlarını öğrendikten sonra, protestocuların şiddetini ne kadar uygun bulduklarını değerlendirdiler.
Tamamlayıcı fMRI analiz stratejileriyle, sosyopolitik şiddetin uygunluğuna ilişkin inançlarla ilişkili sinirsel tepkiyi karakterize edildive katılımcıların kendi değerleri ve inançlarıyla tutarlı ya da tutarsız olan şiddeti ayırt eden aktivasyon kalıpları belirlendi.Bu ne doktor diyebilirsiniz, işte görsel hafızasıyla gününü gün eden dostlarımıza bütün olayı açıklayan grafik geliyor.
Şekil: A. En güçlü ahlaki inançlara sahip olanlar siyasi düşünceleriyle tutarlı şiddete en çok toleransı gösterirken – yani ideolojileri ile uyuştuğu sürece karşı tarafa yapılan şiddete “büyüyünce geçer” diyecek konumdayken, aynı zamanda görüşlerine tutarsız taraftan uygulanan şiddete en az toleranslı olanlardı. B. Ahlaki yargıların tutarlılığı ile ilgili, ventral striatum (VS) [2] ve ventromedial prefrontal kortekste (vmPFC) [3] pozitif olarak modüle edilen sinyaller gözlemlendi. C. Taramadan önce değerlendirilen spesifik konular hakkında ahlaki inançlar, VS’de pozitif olarak meydana gelen hemodinamik sinyaller olarak gözlemlendi.
Yani sonuç olarak diyoruz ki sosyopolitik inançlar, şiddet ahlaki olarak yasaklanmış olmasına rağmen, bu inançların hizmetinde şiddete izin verebiliyor. Bu çalışma, sosyopolitik konularla ilgili ahlaki inançların ve ideolojik şiddetin uygunluğuna dair inançların temelini oluşturan nörobilişsel mekanizmaları karakterize etmiş. Şiddetin uygun olduğuna inanmak vmPFC’deki parametrik artışlarla ilişkilendirilirken, daha güçlü ahlaki inanç VS’deki parametrik artışlarla ilişkili ve genel olarak amigdaladaki aktivasyonla negatif korelasyon göstermiş.
Bu bulgular hep birlikte, sosyopolitik meseleler hakkındaki ahlaki kanaatlerin, öznel değerlerini artırabileceğini ve kişilerarası zarara karşı doğal bir nefretimiz olduğu goygoyunu geçersiz kıldığını gösteriyor. Ve de önce insan olmak yetmiyor sayın okuyucu.
Kaynak:
Workman, C., Yoder, K., & Decety, J. (2020). The dark side of morality: Neural mechanisms underpinning moral convictions and support for violence.
Ayrıca bunlara da bakabilirsiniz:
[1] Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme veya fonksiyonel MR (fMRI), kan akışıyla ilişkili değişiklikleri tespit ederek beyin aktivitesini ölçer. Bu teknik, serebral kan akışı ile nöronal aktivasyonun birbirine bağlı olması sayesinde çalışır. Beynin bir bölgesi kullanımda olduğunda, o bölgeye kan akışı da artar. fMRI’ın birincil formu kan oksijen düzeyine bağlı (blood-oxygen-level dependent – BOLD) kontrastı kullanır. Bu, beyin hücreleri tarafından enerji kullanımına bağlı kan akışındaki değişikliği (hemodinamik tepki) görüntüleyerek, insanların veya diğer hayvanların beyin ya da omuriliğindeki sinirsel aktiviteyi haritalamak için kullanılan özel bir beyin ve vücut taraması türüdür.
[2] Striatum veya striat çekirdek, ön beyindeki subkortikal bazal ganglionlarda bir çekirdektir. Striatum, motor ve ödül sistemlerinin kritik bir bileşenidir; farklı kaynaklardan glutamaterjik ve dopaminerjik girdiler alır ve bazal gangliyonun geri kalanına birincil girdi olarak hizmet eder. Primatlarda, striatum, ventral ve dorsal striatum olarak fonksiyona ve bağlantılara dayanarak alt bölümlere ayrılır. Ventral striatum (VS) öncelikle ödül, biliş, pekiştirme ve motivasyonel belirginliğe aracılık eder.
[3] Ventromedial prefrontal korteks (vmPFC), memeli beynindeki prefrontal korteksin bir parçasıdır. Ventral medial prefrontal, serebral hemisferlerin altındaki frontal lobda yer alır ve insanlarda amigdala aktivitesinin düzenlenmesinde kritik olduğu için risk ve korkunun işlenmesinde rol oynar. Aynı zamanda duygusal tepkilerin engellenmesinde ve karar verme ile kendini kontrol etme sürecinde de rol oynar. Ahlakın bilişsel değerlendirmesinde yer alır.
EcoCamus
Yazar: EcoCamus (tümünü gör)
- Ahlakın Karanlık Yüzü: Şiddet ve Sosyopolitik İnançlar - 6 Aralık 2020